GençlikGüncel

SURUÇ KATLİAMI | Ölümsüzleşen 33 devrimci anılıyor

Suruç Katliamı’nın 3’üncü yıl dönümünde, katledilen 33 devrimci mezar başı anmaları, yürüyüşler ve çeşitli etkinliklerle anılıyor.

H. Merkezi: 20 Temmuz 2015’te saat 11.45 sıralarında Urfa’nın Suruç ilçesinde Amara Kültür Merkezi önünde Kobane’deki çocuklara oyuncak götürmek için Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun çağrısıyla bir araya gelen onlarca kişi IŞİD tarafından yapılan canlı bomba saldırısıyla katledilmişti. Suruç Katliamı’nın 3’üncü yıl dönümünde, katledilen 33 devrimci mezar başı anmaları, yürüyüşler ve çeşitli etkinliklerle anılıyor.

SURUÇ’TA KATLEDİLENLER MEZARLARI BAŞINDA ANILDI

Polen Ünlü, Şennur Ünlü, Hatice Ezgi Saadet

Suruç Aileleri İnisiyatifi, Polen Ünlü ile Hatice Ezgi Sadet ve 4 ay önce kalp krizi sonucu yaşamını yitiren Polen Ünlü’nün annesi Şennur Ünlü’nün Ihlamurkuyu’ndaki mezarları başında anma yaptı. Suruç’ta yaşamını yitirenlerin fotoğrafının basılı olduğu ve “Suruç için adalet herkes için adalet” pankartının taşındığı anmaya çok sayıda kişi katıldı.

Anmada ilk olarak konuşan SGDF Eş Genel Başkanı Okan Danacı konuşarak, “Bütün üyeleriyle SGDF Kobanê’ye halkların yarasını sarmaya ve onlara omuz vermeye gitti. Ama gittiklerinde vahşi bir katliamla tarihin sayfasından silinmek istendiler. Bu katliamla hedeflediklerine ulaşamadılar. Devlet savaş konseptini devreye sokarak, bize hedeflediği şeyin ne olduğunu göstermiş oldu” dedi.

Sadet ve Ünlü’yü mezarları başında anmanın kendileri için çok acı verici olduğunu söyleyen Danacı, “Buraya her geldiğimizde bu zoru yaşıyoruz. Ama bir yandan da her seferinden buraya gelmek istiyoruz. Çünkü onlardan güç alıyoruz. Hiçbir düşün yarım kalmayacağı bir mücadeleden bahsediyoruz. Üç harften oluşuyor belki düş ama o kadar büyük bir şey ki eşitlik, adalet, özgürlük, demokrasi ve barış barındırıyor. Onların düşleri bunlardı. Onların düşleri gezip yürüdükleri sokaklarda bütün insanların, çocukların özgürce oynayabildiği bir dünya yaratmaktı. O yüzden hiçbir düş yarım kalmayacak. Bizi yok etmek istediler ama milyonlarca Polen olup Hatice olup karşılarına dikildik. Adalet mücadelesinden bir an olsun vazgeçmedik ve vazgeçmeyeceğiz” diye belirtti.

Suruç katliamı aydınlatılmadan Ankara ve havalimanı katliamlarının da aydınlatılmayacağını belirten Danacı, bu katliamların aynı odaklar tarafından yapıldığını söyledi.

Suruç patlamasında yaralı olarak kurtulan Koray Türkmen ise, “Onlar Temmuz sıcağında bir bayram tatilinde aynı dili bile konuşamadıkları 1700 kilometre ötede savaştan mağdur olmuş çocukların gözyaşlarını silme uğruna bu yolculuğa çıktılar. Böylesine büyük bir erdemin kendisini ifade ediyorlar. Bu farkındalığı kazanamamış bir toplumda 20’li yaşlarda bu farkındalığı bu vicdanı bu erdemi kazanmış ve hayata geçirmiş insanlardılar. Bu artık iyiler ve kötüler savaşı. İyiler tükenmiyor. Mücadeleyi bırakmıyor. Onlar bize iyiliğin ve özgürlüğün mirasını bıraktılar ve biz bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

ESP İl Başkanı Pınar Türk ise, “Yoldaşlarımızın yeniye olan inancı da çok taze. Bizler faşizme, diktatörlüğe mücadele edenler; katliamlarla tutuklamalarla her dönem karşı karşıya kalmışlardır. Sevdiklerimizi yitirmek bizi onların düşlerinden geriye düşürmedi, onların bize bıraktığı bayrağı yükseltmek isteğimiz perçinledi. Bugün bu yüzden buradayız. Bu ülkede adalet isteyen ailelerimiz adalete ulaşamadan hayatlarını kaybediyor. Şennur Annemiz de onların bıraktığı yolda mücadele ederken hayatını kaybetti. Şennur Annemiz yoldaşımız olmayı başarabilmiş annemizdir. Bizler acımızı, duygularımızı harmanlayarak yolda yürüyoruz. Adalet bu topraklarda sağlanana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

Anma akşam yapılacak olan Suruç Aileleri’nin Halitağa’daki 33 dakikalık oturma eylemine çağrı ile sonlandı. Kitle ardından mezarlıkta bulunan Ankara katliamı şehitlerinin mezarlarını ziyaret etti.

Ece Dinç

Suruç’ta katledilen 33 devrimciden Ece Dinç Karacaahmet Mezarlığı’ndaki mezarı başında ailesi ve yoldaşları tarafından anıldı.

Saygı duruşu ile başlayan anmada SGDF MYK üyesi Can Papila konuştu. Papila, “Suruç katliamın üstünden 3 yıl geçti. Bu sürede sokaklarda, meydanlarda ve adliyelerde adalet demekten vazgeçmedik ve onların düşlerine bağlılığımızı ifade ettik. Bugün bir kez daha 33’lerin düşlerine bağlı kalacağımızı ve onlar için adalet demekten vazgeçmeyeceğimizi hatırlatmak için buradayız” dedi.

SKM MYK üyesi Ezgi Bahçeci ise ‘Gezi’nin çocukları Kobanê’ye gidiyor’ diye yola çıkan gençlerin Suruç’ta katlediğini belirtti.

Bahçeci, “Eğer Kobanê’ye gitselerdi Gezi’nin ruhunu Rojava’ya taşıyacaklardı. Ancak devlet ve IŞİD iş birliği ile katledildiler. Ama katiller amacına ulaşamadı. 33 Düş Yolcusu Gezi’den Rojava’ya kardeşlik köprüsü kurdu” diye belirtti.

Bahçeci, “Gençlik her yıl 20 Temmuz’da adalet arayışında birleşiyor. Biz geride kalanlar bu mücadeleyi devam ettiriyoruz ve katliamın hesabını sormaya kararlıyız. Ece hem Gezi’de hem de mücadelenin farklı alanlarında yer aldı. Bizde ondan ve kararlığından güç alıyoruz. ESP ve SKM olarak onların düşlerini büyüteceğimize ve katillerinden hesap soracağımıza söz veriyoruz” diye konuştu.

Anarşist Gençlik adına söz alan Nergis Şen ise “Ece’yi Kadıköy sokaklarından iyi tanırız. 33 kişinin kavgası kavgamız ve mücadeleleri mücadelemizdir” dedi.

Anma Ece Dinç’in sevdiği ezginin dinletilmesi ile sona erdi.

Vatan Budak

Suruç katliamında hayatını kaybeden anarşist Vatan Budak, Gaziosmanpaşa Karlıtepe Mezarlığı’ndaki mezarı başında anıldı.

Anmaya çok sayıda kişi katılırken, anma saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşunun ardından Vatan Budak’ın arkadaşı Caner Dağdelen konuştu. Dağdelen, “Oyuncaklarla gittiğimiz Suruç’ta patlamayla karşılaştık. Ambulanstan önce sivil polis araçlarıyla zırhlı araçlar vardı. Hepimizi birden katletmekti amaçları. Yetmedi yaralılarımızı ve tanıklarımızı sonrasında cezaevlerine attılar. Bizler mücadele sözü veriyoruz. Bizleri baskılarla yıldıramayacaklar” diye belirtti.

HDP İl Yöneticisi İlkay Oflaz ise “Bizleri baskıyla zorla yıldırmaya çalışıyorlar. Bizleri katledelerek, gözaltı ve tutuklamalarla yıldıramadılar, yıldıramayacaksınız” dedi.

Suruç’ta yaralanan Yasin Can da devrim şehitlerini anarak konuşmasına başladı. Can, “Şimdi Fırat arkadaşın mezarı başındayız. Ancak ölmüş olan o ve yoldaşları değildir. Barbar DAİŞ çeteleri ve işbirlikçileridir. Peki niye bize kıydılar. Çünkü çok iyi biliyorlar ki gençler bir olduğunda onların saltanatının sonu olacaktır. İşte bu yüzden Türkiye’nin batısından gelip Ortadoğu’da, Rojava’ya kurulacak olan bu köprüyü bombaladılar. Fırat arkadaş huzurunda 33 Düş Yolcusu’nun izinde olduğumuzu yineliyoruz. Zafer bizlerin olacak” diye konuştu.

ESP üyesi Zeynep Gerçek, SGDF’nin ‘beraber savunduk beraber inşa edeceğiz’ şiarıyla başlattığı kampanya kapsamında İstanbul’dan Ankara’ya Antalya’dan Amed’e Sinop’a kadar pek çok şehirde yankı bulduğunu ifade etti. Gerçek, “Gezi’nin genç ruhunu Kobanê’deki genç ruhla birleştirmek, oradaki mücadeleye, kadın devrimine tanıklık etmek, onlarla dayanışmak, bir nebzede olsun bir su taşımak için SGDF’li gençler Kobanê’ye gittiler. Maalesef Suruç’ta Amara Kültür Merkezi’nde 33 Düş Yolcumuz IŞİD çeteleri tarafından katledildi” diye belirtti. Katliamın üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen davada bir adım yol katedilemediğini ifade eden Gerçek, “Bu katliamın üzeri diğer katliamlar gibi örtülmek isteniyor. Bizler sosyalistler olarak, genç sosyalist kadınlar olarak Vatan Budak’ın mezarı başında Vatan Budak’a ve yoldaşlarına bir kez daha söz veriyoruz. Dün olduğu gibi bugünde yarında adaleti haykırmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Vatan Budak’ın babası Murat Budak ise “33 Düş Yolcusu’nun bize bıraktığı bayrağı yoldaşlarımız yere düşürmedi. Bu mücadele 3 yıldır sürüyor. 3 yıl değil 33 yıl olsa da biz katillerin peşinde olmaya devam edeceğiz. Aslında katilleri çok iyi tanıyoruz. Katledemedikleri yoldaşlarınızı gözaltına alarak geri adım atacağımızı zanneden faşist hükümet bir kez daha yanıldığını, bugün Türkiye ve  Kürdistan’da yaptığımız anmalarla gösterdi” dedi. Budak, “Çünkü biz haklıyız çünkü biz halkız. Halkı hiç bir güç yenemez. Bunu da onlara öğreteceğiz. Vatan şahsında 33 Düş Yolcumuzun bize bıraktıkları  emaneti sahipleneceğiz. Onların düşlerini yarım bırakmayacağız. Hiçbir düş yarım kalmayacak. Suruç için adalet herkes için adalet” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

İsmet Şeker, Cemil Yıldız, Duygu Tuna

Suruç katliamının 3’üncü yıl dönümü dolayısıyla Gazi Mezarlığı’nda bulunan Cemil Yıldız, Duygu Tuna ve İsmet Şeker’in mezarları başında anma gerçekleştirildi.

Mezarı başlarında yapılan saygı duruşunun ardından Cemil Yıldız’ın eşi Sultan Yıldız bir konuşma yaptı. “Bugün Temmuz 20, bizim için yaralarımızın tekrar kanadığı bir gün. O bombayı bizim canevimize vurdular. 33 canımızı toprağa verdik. Kimimizin annesini, kimimizin kızını, oğlunu, kimimizin de eşini götürdüler” diyen Yıldız, konuşmasını “Bu ülkede demokrasinin kırıntısı kalmamıştır. Biz her şeye rağmen adalet isteyeceğiz ve bunun için mücadele edeceğiz, onların hiç bir şekilde kanları yerde kalmayacak. Bunun hesabı bir gün sorulacaktır, ben buna inanıyorum ve umudumu da hiç bir zaman kaybetmeyeceğim. Mahkemelerimiz devam ediyor. Mahkemede resmen bir tiyatro oynanıyor. Mahkeme heyeti suçlulara emir veriyor, onlar da ona göre hareket ediyor. Biz mahkemelerimizi, askerlerin dipçiği altında yapıyoruz. Biz şehitlerimizin kanlarını yerde bırakmayacağız. Bunu böyle bilsinler. Kaç iktidar gelirse gelsin. Biz öfkemizi mücadeleye çevireceğiz” şeklinde sürdürdü.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi adına konuşan Şahin Tümüklü “Bizler 33 düş yolcusunun heybesinde taşıdığı umudun bayrak yapıcıları olarak Ortadoğu karanlığında, kan gölünde barışı savunmaya devam edeceğiz. Başka bir dünyayı ifade eden sosyalizm mücadelesini vermeye devam edeceğiz. Bizler, heybesinde oyuncaklarıyla çocuk gülüşlerini büyütmek için giden 33 düş yolcusunun hayali olan halkların eşitliği mücadelesine su taşımaya, bayrak inşa etmeye devam edeceğiz. Buradan bir kez daha söz veriyoruz, sizin bayrağınız direnenlerin bayrağı, sizin bayrağınız devrimin ve sosyalizmin bayrağı, sizin bayrağınız halkların eşitliği bayrağı. Ant olsun ki bu bayrağı en son kişimize kadar taşımaya devam edeceğiz. Mutlaka zaferle taçlandıracağız. Mutlaka biz kazanacağız, mutlaka direnen halklar kazanacak, Rojava devrimi kazanacak, devrim ve sosyalizm kazanacak.”

Halkların Demokratik Partisi İstanbul Milletvekili Erkan Baş, “Bugün burada bir yanımız büyük bir acıyı yaşıyor. Sadece yoldaşlarımızı kaybetmiş olmanın, onları toprağa vermiş olmanın acısı değil bu. Onların her birisi bizim mücadelemizde bayrak oldu. Bu acı mücadele içerisinde yaşanabilir bir acı ama yaşadığımız daha büyük bir acı var. O da üç yıldır yoldaşlarımızın hesabını soramamış olmanın acısı. Üç yıldır yoldaşlarımızın yükselttiği mücadeleyi daha da ileriye taşıyamamış olmamız. Bu yüzden buradaki varlığımız kuşkusuz onlara saygının onlara dönük bir anmanın bir ifadesi. Ama en az bunun kadar önemli olan onların başlattığı büyük yürüyüşü devam ettirme iradesini tekrar paylaşmak için bir aradayız” diye belirtti.

“Onları bilerek, isteyerek, planlayarak, Türkiye’yi bugün ki karanlığa sürüklemek için katleden iktidardan hesap soracağımızı bir kez daha ifade etmek için buradayız. Geride kalan üç yılda iktidara hizmet edenler, bu katliamı planlayanlar, uygulayanlar, nasılsa bir yolunu bulup kurtuluruz diye düşünüyorlarsa yanılıyorsunuz demek için buradayız. Yanılıyorlar çünkü bu ülke topraklarında çok uzun yıllardır her hal ve şartta mücadelede, ısrar, inat ve kararlılık gösteren devrimciler olmuştur. Bunlar toprağa düştüğünde o bayrağı daha da yukarı çıkartacak yeni yoldaşlar bu kavgayı devam ettirmiştir” diyen Baş, şöyle konuştu: “Suruç Türkiye’nin yakın tarihi açısından bir milattır. Bu iktidara dönük halkın birleşik mücadelesinin elde ettiği bir kazanım olan 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını ortadan kaldırmak üzere ve doğrudan Türkiye’yi yönetenler tarafından planlandı. Uzun ve kanlı bir sürecin ilk adımıydı Suruç. O yüzden bizim için de iktidara karşı mücadelenin en önemli başlıklarından biri olmaya devam ediyor. Bu dava sonuçlanana kadar, yoldaşlarımız mücadelesi zafere ulaşana kadar, bizim için bu dava mihenk taşı olmaya devam edecek. Yoldaşlarımıza bir kez daha söz veriyoruz, başlattıkları yürüyüş, yükselttikleri bayrak mutlaka daha yukarılara çıkacak. Suruç için adaleti biz kazanacağız, herkes için adaleti biz kazanacağız, bu kavgayı biz kazanacağız.”

Anmaya katılan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise “İnsanın yaşamında unutamadığı anlar vardır. Onlardan biri de Suruç katliamı benim için. Bu saatlerde öğrendiğim zaman hemen Suruç’a yetişmeye çalıştım, havada ölüm kokusu vardı ve benim hafızama kaydedildi. Katilleri biliyoruz, neredeyse devlet gözetiminde gerçekleşen bir katliam bu. Cellatlar herkesin gözü önünde gitti ve o bombayı bıraktı. Adeta izin verilerek oraya kadar götürüldü. 20 Temmuz kendi tarihimiz bakımından bir dönüm noktasıdır ama Türkiye tarihinde de bir dönüm noktasıdır. 20 Temmuz, Türkiye’de otoriter bir rejimin inşasında için milat oldu aynı zamanda. Çünkü 7 Haziran’dan hemen sonraydı. 20 Temmuz’dan sonra başlayan süreç Türkiye’yi 1 Kasım’a götürdü. Savaşa ve çatışmaya götürdü. Mücadele edeceğiz, unutmayacağız, umudumuzu da kaybetmeyeceğiz. Beraber dayanışma içerisinde demokrasiyi, özgürlüğü ve barışı inşa etmeye çalışacağız” şeklinde konuştu.

Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu adına yapılan konuşmada ise “Bundan üç yıl önce yoldaşlarımız, yanı başımızda harap edilen bir kente dayanışma eli uzatmak için ‘beraber savunduk beraber inşa edeceğiz’ şiarıyla yola çıkmıştı. Yoldaşlarımız yine o kenti harap eden saray işbirlikçisi barbar IŞİD çeteleri tarafından katledildi. O gün orada 33 yoldaşımızı ölümsüzlüğe uğurladık. Biz katilleri tanıyoruz. Katiller sokaklarda ellerini kollarını sallayarak geziyorlar. Ama bilsinler ki hiç bir suç cezasız kalmayacak. Biz adalet arayışımızı sürdüreceğiz. Bu adalet arayışını sadece adalet saraylarında ya da bir cezaevi kampüsünün yanında kurulmuş iki yüz metrekarelik bir duruşma salonunda sürdürmeyeceğiz. Biz bu adalet arayışını sokaklarda, sıralarda, kampüslerde, barikatlarda, cephelerde sürdüreceğiz” denildi.

33’ler katledildiği yerde anıldı

Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun (SGDF) “Beraber savunduk, beraber inşa edeceğiz” şiarı ile Kobanê’ye gitmek için yola çıkan ve Suruç Amara Kültür Merkezi’nde IŞİD tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırıda katledilen 33 devrimci katledildikleri yerde anıldı.

Katliamın 3. yılı dolayısıyla İstanbul başta olmak üzere birçok ilden Suruç şehitlerinin aileleri ve yoldaşları Suruç’a geldi. Amara Kültür Merkezi’nin etrafını bariyerlerle kapatan özel harekat polisleri ve çok sayıda sivil polis, zırhlı araçlarla ilçenin dört bir yanını sardı. Urfa Valiliği ve Suruç Kaymakamlığı’nın talimatı ile ilçeye giriş çıkışlar kapatıldı. Suruç’a ulaşan aileler ve anmaya katılmak isteyenler önce ‘Giriş yasak’ denilerek ilçeye alınmadı. Daha sonra 3 ayrı noktada GBT kontrolü yapılarak ilçeye girdiler.

Anma 33 devrimcinin anısına yapılan saygı duruşu ile başladı. Suruç şehidi Hatice Ezgi Sadet’in babası Ali Sadet, “Tam 3 yıl önce bu bahçede 20 yaşındaki kızım katledildi. Bir duvarın dibinde kızım ağır yaralandı. Kızım gibi diğer insanlar duvar dibinde yardım beklerken gaz ve mermi sıkan, bunun emrini veren güvenlik güçleri şimdi vicdanen rahat mı?” diye sordu.

Baba Sadet, “20 yaşındaki kızımın ölümünü bekleyenler vicdanen çocuklarına bakabiliyorlar mı? Kızlarına bakıp ‘Ben senin gibi birinin ölümüne neden oldum’ diyebiliyorlar mı? Başlarını yastığa koyduklarında ne düşünüyorlar? O genci hastaneye neden götürmedim diye soruyorlar mı? O görevliler çocuklarının yüzüne nasıl bakıyor?” diyerek sorarak vicdan olmadığı sürece bu katliamların tekrarlanacağını belirtti.

Sadet, “O görevlinin illaki annesi, babası ve evladı vardır, sadece onlara sormak istiyorum. Vicdanen rahat mısınız?” diye konuştu.

Ardından konuşan HDP İzmir milletvekili Murat Çepni, “33 gencimiz barbar IŞİD çeteleri tarafından katledildi. Acımız o gün kadar taze o gün ki kadar büyük” dedi.

Çepni, “Bugün yoğun güvenlik önlemeleri altında buraya geldik ama o gün katil ellini kolunu sallaya sallaya yoldaşlarımızın için de kendini patlattı. Katillerden hesap sormak için ‘Suruç için adalet herkes için adalet’ demeye devam edeceğiz” diye konuştu.

HDP Urfa Milletvekili Ömer Öcalan ise Suruç katliamı ile birlikte bu coğrafyada insan yaşamın kıymetinin bir kez daha ortadan kaldırıldığını belirterek adalet mücadelesinin devam edeceğini söyledi.

Suruç şehitlerine atfen “İşitilmeyen ölüm ölümdür, işitilen ölüm ölümsüzlük” diyerek konuşmasına başlayan SGDF MYK üyesi Deniz Bahçeçi, “Onlar ölümsüzlüğü seçtiler. Güneşe gömüldüler. Yüzlerce genci bu bahçede buluşturan devrime olan inanç, bağlılık ve Kobane halkıyla dayanışma isteğiydi” dedi.

Barbar IŞİD çeteleri tarafından burada 33 sosyalistin katledildiğini hatırlatan Bahçeci, “33’lerin her biri bu bahçede bize bakıyor. Geldiğimizi biliyorlar. Aynı öfke, acı ve kararlılıkla 3. yılında burada olduğumuzu biliyorlar. Polen’nin, Ezginin, Cebo’nun, Keke’nin inancı olup mücadeleyi sürdüreceğiz. Gençlik katliamlarla  baskılarla yılmadı, yılmayacak. Kavganın olduğu her yerde SGDF olacak. SGDF’nin olduğu her yerde umut dimdik ayakta olacak” dedi.

ÖGK adına konuşan Helin Yılmaz ise “Bugün bu bahçede olmak gerçekten zor. Bugün bu bahçede olmanın verdiği zorluk aslında buraya kadar bizi getiren o sorumluluk duygusu. Üzerimizde ‘onların düşlerini yarım bırakmayacağız’ sözünün sorumluluğu” diye belirtti.

Yılmaz, “Yoldaşlarımızın amacı sadece Kobane’ye geçmek değildi. Onlar burada da mücadele ediyordu. Onların bu dünyayı güzelleştirmek gibi bir düşleri vardı. Bizde onlara buradan söz veriyoruz: Hiçbir düş yarım kalmayacak. Onların izinden zafere yürüyeceğiz” dedi.

ESP MYK üyesi Suat Çorlu, Suruç’ta 33 düş yolcusunun katledilmesinden 3 ay sonra Ankara’da 109 kişinin katledildiğini söyledi. Suruç katilinin abisinin Ankara’da katliam yaptığına dikkat çeken Çorlu, “3 yıldır adalet mücadelemizi sürdürüyoruz. Adalet mücadelemiz sadece 33 yoldaşımız için değil bu coğrafyada yaşamını yitirmiş olan herkes içindir” dedi. “Partimiz özel olarak hedef seçildi” diyen Çorlu, “Ankara katliamında da yine orada bulunan sosyalistlerin katledilmesi hedeflendi” diye konuştu.

Son olarak konuşan Yüksel direnişçisi Veli Saçılık ise “Bu gençlerin katledildiği yerde konuşmak zor” diyerek şöyle devam etti: “Oysa onların düşü sınırların ötesine geçti. Onlar sınırsız bir dünya düşüyle Kobane’de ki halkla dayanışmak için gittiler. Sınırlı ve sömür dolu bir dünya isteyenler IŞİD’i üzerimize saldırttı. Bu bir IŞİD katliamı değildir, IŞİD’in üzerimize saldırtılmasıdır.”

Amara Kültür Merkezi’nde gerçekleşen anmanın ardından Osman Çiçek ve Kasım Deprem’in Suruç’ta bulunan mezarlarına gidildi.

Amed’de Suruç’ta katledilenler anıldı

Suruç’ta katledilen 33 devrimci Amed’de yapılan etkinlik ve mezar ziyaretiyle anıldı.

Katliamda yaşamını yitirenlerin anısına yapılan saygı duruşunun ardından konuşan ESP Diyarbakır İl Başkanı Ramazan Karakaya, “Bu nasıl bir zihniyettir gençlerin ölümü üzerinden bir yaşam inşa ediyor. Kobanê’de bir özgürlük devrimi oldu; bu devrim sadece Kürtler için değil dünyada yaşayan bütün insanlar içindir. Orada enternasyonal bir oluşum var ve bütün halkların yararınadır. Rojava devrimi aynı zamanda emperyalist güçlerin çıkarlarına ters düşen bir devrimdir bunun yaratmış olduğu atmosfer ve halklara vermiş olduğu bir özgürlük mesajı vardı. Ne yazık ki Suruç’a vardıklarında hiçbir güvenlik gücü bulunmamaktaydı Kobanê’ye dair basın açıklaması yaptıkları sırada DAİŞ tarafından gerçekleştirilen insanlık dışı eylemde 33 genç fidanımız yaşamını yitirdi, onların düş yolcuğu sonuçsuz kalmayacak” diye konuştu.

HDP Urfa Milletvekili Nusrettin Maçin ise Kobanê devriminde IŞİD saldırılarından dolayı zarar gören Kobanê halkına yardım etmek için Suruç’a gelen 33 kişinin düş yolculuğunun ölümle sonuçlandığını ifade etti. Ortadoğu’da özgürlük isteyenlerin büyük bedeller ödediğini kaydeden Maçin, “33 sosyalist genç Kobanê’ye gitmek için Suruç’a gelmişlerdi. Kobanê’ye gidemediler ama onların göstermiş olduğu irade ve fedakârlık bu gün Kobanê’de yeni bir yaşamın filizleniyor. Yaşamını yitiren 33 kişi de Türkiye’de ve dünyada bu eşitlik ve özgürlük için canlarını verdi. Nerede bir yeni yaşam talebi varsa bunun için bir mücadele veriliyorsa sistemler orayı baskılamaya çalışıyor. Bu yüzden AKP erken seçim sürecinde Suruç’ta yeni bir katliama daha imza attı. Ama nerde zulüm varsa orada yeni bir yaşamın yeşereceği kesindir. En büyük mücadele daha yeni başlıyor, mutlaka başaracağız” dedi.

Yapılan konuşmaların ardından Veysel Özdemir ve Nazlı Akyürek, mezarları ziyaret edildi. Burada ailelerin katılımıyla anma yapıldı, mezarlara karanfil bırakıldı.

Samsun’da Suruç’ta katledilen kadınlar anıldı

Samsun’da kadınlar, Suruç’ta katledilen 10 kadın için, 10 kadın buluşarak katledilen kadınların fotoğraflarını astıķları 10 balonu “Hiçbir düş yarım kalmayacak. Düşleriniz düşlerimizdir” diyerek uçurdular.

Kadınlar ayrıca Çobanlı İskelesi’ndeki çocuk parkında oynayan çocuklara Suruç’ta katledilen kadınların fotoğraflarının bulunduğu ve notların yazılı olduğu oyuncaklar dağıttı.

Ankara İlhan Erdost Parkı Suruç şehitleri anısına süslendi

Ankara 100. Yıl Mahallesi’nde bulunan İlhan Erdost Parkı, Suruç şehitleri anısına süslendi. Parka balonlar asıldı ve çocuklar için oyuncaklar bırakıldı.

Çocuklar için bırakılan oyuncakların üzerine “Düş yolcularından sana bir hediye” yazan kağıtlar bırakıldı.

KATLİAMI’NIN 3. YIL DÖNÜMÜNDE ATILAN TWEETLER

Suruç Katliamı’nın 3’üncü yıl dönüme ilişkin aralarında milletvekili, sanatçılarında bulunduğu çok sayıda kişi ve kurum Suruç Katliamı ile ilgili tweet attı.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli  “#Suruç; 33 kişi hayatını kaybetti, 104 kişi yaralandı. Bu fotoğrafa yeniden yeniden iyice bakın. Orada hem umudunuz, hem öfkemiz, hem de inadımız duruyor. Sözümüz olsun; en güzel günleri onların avuçlarına dolduracağız, gülüşleri ölümsüzleşecek.”

Leman Dergisi, “Suruç’tan Kobane’ye çocuk parkı kurmak için yardım götüren sosyalist gençlerin ortasında patlayan canlı bomba 32 genci, paramparça savurdu. Bazıları el ele ölüme gitti.”

İleri haber, “3 yıl önce çocuklara oyuncak ve umut götürmek için çıktıkları yolda IŞİD tarafından katledilen 33 düş yolcusunu unutmadık. Suruç, SuruçİçinAdalet”

Yüksel direnişçisi Veli Saçılık, “Suruç ve Gar katliamında katledilenler yan yana yatıyor Suruç mezarlığında. Ölü ve yaralıların üzerine gaz bombası atma emrini verini bulursak, faili bulmuş olacağız. Suruç”

Gazeteci Can Dündar, “Suruç Yaşatmak uğruna ölenlerin durağı…”

HDP İstanbul milletvekili Garo Paylan, “Suruç’ta üç yıl önce bugün, emniyet ve istihbaratın gözetiminde bir canlı bomba, 33 güzel yüreği aramızdan aldı. Üç yıldır katliamı planlayanların, yol verenlerin üzerine gitmeyen iktidar suçun ortağıdır. Unutmayacağız! Suruç”

HDP Adana milletvekili Meral Danış Beştaş, “Bugünler 20 Temmuz’da başladı. 33’lerin gülüşünü, düşlerini unutma, unuturma… Suruç, SuruçİçinAdalet

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Suruç’u unutmadık, unutturmayacağız! 33 canımızı katlettiler. Ama Onları bizden koparamadılar, koparamayacaklar. Halkların devrimci dayanışması ve Büyük İnsanlık Yürüyüşü, büyüyerek devam edecek. Suruç şehitlerimizi saygıyla, sevgiyle ve minnetle anıyorum.”

ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, “Dayanışma için, kardeşlik için ,insanlık için Suruç‘da idiler. İnsanlık düşmanları tarafından katledildiler. Kalbimizdeler”

Şarrkıcı Haluk Levent, “Bugün Suruç katliamının yıldönümü.. Dünya güzeli kızımız Güneş ‘i hatırlamışsınızdır.. Onun için konser vermiştik. Hala mücadele ediyor sağlıklı olmak için. Hükümet artık Suruç faillerini cezalandırsın.. Tek beklenti bu.. Suruç”

Yazar Hayko Bağdat, “Onlarca insan can çekişirken biber gazı attılar üstlerine. Suruç”

Şarkıcı Ferhat Tunç, “Hiçbir söz Suruç acısını dindirmeye yetmeyecek, bu yüzden çok öfkeliyiz… Hayattan koparılan gençlerimiz, umudun ve barışın gerçek temsilcisiydiler. 2Kobanê hepimizin aydınlık geleceğini temsil ediyor ve bu yüzden buradayız” diyerek ölüme giden 33 düş yolcusuna saygıyla…”

CHP milletvekili Ali Haydar Hakverdi, “Kardeşlik için oradaydılar. Düşleri gülüşleri gibi yiğitti. Katledildiler! Unutmayacağız.”

Bayan Yanı dergisi, “Hayat, neşe, gülüş…Hepsini elimizden almak için katledildiler Suruç”

CHP İstanbul milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “AK Parti’nin iktidarını kaybettiği 7 Haziran seçimlerinden hemen sonra gerçekleştirilen 20 Temmuz Suruç Katliamı bugün inşaa edilmeye çalışılan otokratik rejimin başlangıcıydı. Suruç’ta hayatını kaybedenleri saygıyla anıyorum.”

Halkın Hukuk Bürosu, “Suruç Katliamı’nda yitirdiklerimizi asla unutmayacağız. Unutmamak adalet mücadelesini büyütmektir. Büyüteceğiz. Biz kazanacağız…”

Türkiye İşçi Partisi, “Yürekleri barış ve kardeşlik için atan 33 genç arkadaşımızın katillerinden ve onları besleyenlerden hesap soracağız! Suruç”

Ovacık belediye başkanı Fatih Mehmet Maçaoğlu, “Kardelenler taze sevda tohumları serperek besler toprağını. Tek yürektik sizi uğurlarken Varlığınız kadar yokluğunuz da ürkütüyordu zalimleri Ölümdü bizi bunca güçlü kılan Yüreklerini betimsiz sevdalarla dolduranlara ölümün hükmü yoktu -Suruç”

Filmmor, “Topladıkları oyuncakları Kobane’deki çocuklara götürmek için yola çıktılar… 20 Temmuz 2015 Suruç Anıları hep bizimle, sevgiyle, özlemle…”

SURUÇ KATLİAMI’NA İLİŞKİN KURUMLARDAN AÇIKLAMA

Demokratik Toplum Kongresi

Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Suruç’ta 20 Temmuz 2015 tarihinde düzenlenen ve 33 devrimcinin yaşamını yitirdiği bombalı saldırının yıldönümüne ilişkin yazılı açıklama yaptı. DTK açıklamasında, 20 Temmuz 2015 tarihinde, Rojava Devrimi ile enternasyonal dayanışma amaçlı Suruç’ta toplanan, Türkiyeli sol-sosyalist gençlerin, DAİŞ tarafından büyük bir katliama uğradığı hatırlatıldı.

DTK açıklamasında, “Katliamının 3’üncü yıldönümünde Suruç şehitlerini, büyük bir mücadele ruhu ve kararlılığı ile anıyor, onların anılarına bağlılığımızın gereği; şehitlerimizin uğrunda şehit oldukları, halklarımızın birliği, kardeşliği ve özgür-demokratik ortak gelecek ideallerini mücadelemizde yaşatmak ve zafere götürmek sözümüzü yineliyoruz. Onların anılarına bağlılığın, daha çok örgütlenmek, birleşmek, ortak mücadele etmek, enternasyonal mücadele ruhunu tüm Ortadoğu halklarının ortak mücadelesinin yol göstericisi yapmak olduğunun bilincinde olarak, mücadelemizi yürütüyoruz. Suruç ve Rojava şehitleri şahsında bütün Özgürlük şehitlerini bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz” ifadelerine yer verildi.

KESK

KESK, Suruç Katliamı’nın 3’üncü yıl dönümüne ilişkin yazılı bir açıklama yayımladı. “Suruç Katliamı’nda yitirdiklerimizi saygıyla anıyoruz!” başlıklı yazılı açıklama yapan KESK açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “20 Temmuz 2015’te yaşanan ve yüzlerce canımızı aramızdan alan bombalı saldırı ve katliamların başlangıcı olarak kabul edilen Suruç katliamının üzerinden üç yıl geçti. Üç yıl önce Türkiye’nin çeşitli illerinden Suruç’a gelen ve çoğu üniversite öğrencisi olan gençlerin basın açıklaması yaptığı sırada yaşanan saldırıda 33 genç vahşice katledilmişti. O yıllarda IŞİD’in tehdidi ve saldırılarından en çok etkilenen Suriyeli çocuklara umut olmak için onlara oyuncaklar götüren, büyük bölümü çeşitli üniversitelerde öğrenci olan gençlerimizi katledenler ve katliamın sorumluları ortaya çıkarılmadı.”

Suruç’ta yaşanan saldırının failleri ve onları büyüten, destekleyen ve bugünlere getiren zihniyetin, herkes tarafından çok iyi bilinmekte olduğuna dikkat çeken KESK, “Suruç’ta hayatını kaybedenlerin katilleri, tıpkı 10 Ekim Ankara katliamında olduğu gibi, sadece bombayı patlatanlar değil, o bombanın hiçbir engelle karşılaşmadan oraya girmesine seyirci kalanlar, katillerin ve saldırıda sorumluluğu olan kamu görevlileri sorumlularının hesap vermesini engelleyenlerdir” dedi.

Suruç davasının takipçisi olacaklarını belirten KESK, açıklamasını şu şekilde sonlandırdı; “KESK olarak Suruç’ta gerçekleştirilen katliamda hayatını kaybeden gençlerimizi bir kez daha saygıyla anıyor, aradan ne kadar süre geçerse geçsin, katliamı yapanların ve sorumlularının yargı önünde hesap vermesi ve böylesi katliamların yeniden yaşanmaması için Sincan Adliyesinde olacağız.”

Birleşik Özgürlük Güçleri

Birleşik Özgürlük Güçleri (BÖG) Rojava Komutanlığı, Suruç katliamının 3. yılına ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, “Bundan tam 3 yıl önce Suruç’ta 33 Düş Yolcusu katil IŞİD çeteleri tarafından AKP korumasıyla katledildi. Bu katliam sosyalistlere, ezilenlere, işçi sınıfına ve kadınlara yönelik katliamların Saray diktatörlüğü tarafından başlangıcı oldu. Beraber yürüdükleri IŞİD çeteleri ile Türkiye ve Kürdistan halklarının sokaklarını, meydanlarını kana buladılar” denildi.

BÖG Rojava Komutanlığı açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Hiçbir düş yarım kalmayacak dedik ve IŞİD çetelerinin merkezlerine kadar götürdüğümüz özgürlük savaşında bunu gerçek kıldık. Komutan Ulaş Bayraktaroğlu öncülüğünde Kobanê’den Minbiç’e, Minbiç’den Rakka’ya katil sürülerinden hesap sorduk, sormaya devam ediyoruz. 33 Düş Yolcusu için çıktığımız operasyondan bugüne IŞİD çetelerini temizledik, şimdi sıra Türkiye’deki faşist çetelerde, iktidarda, temizleyeceğiz. Faşizm en güçlü olduğunu hissettiği anda Özgürlük Güçleri’nin öfkesiyle, eylemiyle karşılaşacak. Mutlaka biz kazanacağız. Mutlaka işçi sınıfı ve ezilen halklar kazanacak.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu