Güncel

OKUR POSTASI | AKP-MHP Gitsinde Ne Olursa Olsun Mu?

Devletin şoven yaklaşımı ile mücadele, sosyal şoven ittifak ve tavizler ile yapılamaz.

Egemen Türk hakim sınıfları açısından ekonomik, siyasi ve askeri tıkanıklığın her koşul ve ortamda dışa yansıması yönetebilme adına ciddi sıkıntıları da ortaya çıkarmıştır.

Mevcut siyasi iktidar yani AKP-MHP faşist bloğu yönetmedeki kabiliyetini yönetememe üzerinde zor yaptırımlarını kullanarak devam ettirmek istemektedir. Bu zor kavramı, burjuva siyasetinin ve işleyişinin doğasında mevcuttur. Zor ve bastırma siyaseti iktidarın devamı ve sömürüsü için ne kadar gerekli ise tırnak içerisinde seçim ve demokrasi nutukları devletin restorasyonu içinde bir o kadar önemlidir. Tıkanmış iktidar aygıtları değiştirilip yerine geçen yeni araçlar ile sermayeyi rahatlatmak ve kendi yandaş deposunu doldurmakla meşgul olurlar.

Yönetememedeki tıkanıklık, hakim sınıflar arası çatışma ve emperyalist denge hassasiyeti ülkeyi yeni bir erken seçim atmosferinin içerisine almıştır. AKP-MHP sonrası yeni bir iktidar tablosu oluşturularak yükselen toplumsal muhalefetin seyrinin değiştirilmesi adına politika ve müdahaleler olası görünmektedir.

Buna karşın AKP-MHP faşist bloğu ve yandaş deposu çalarak doldurduğu keselerini kaybetmeme adına mevcut olanın devamı için ayak direyecektir. İktidarın gitmesi sancılı ve egemenler arasında çatışmayı doğuracaktır. Bu genel cephe de böyle iken, demokrasi mücadelesi vermeye çalışan HDP açısından ya da sol ve sosyalist cephede duran poliitk özneler açısından bakıldığında süreç ciddi anlamda yeni fırsatlar ve olanaklar açığa çıkarma potansiyeli taşımaktadır.

Devrimci muhalefet sadece iktidar partisine karşı mücadele ile sınırlandırılamaz. Mevcut iktidar partisi ile mücadele ederken iktidar dışındaki klikler ile mücadele tali hale getirilerek demokrasi, eşitlik, temel haklar vs. tahsis edilemez. Irkçı, şoven yaklaşımlar törpülenerek kabul edilir olarak benimsenemez.

İttifaklar yaklaşımı mevcut iktidarın gitmesi, parlamentoda yer edinme üzerine kurulamayacak kadar önemlidir. Bu ittifak ve burjuva siyaseti aratmayacak düzlemde kapılar ardında yapılacak “koltuk alma’’ anlayışı doğru değildir.

Devletin şoven yaklaşımı ile mücadele, sosyal şoven ittifak ve tavizler ile yapılamaz. Burjuvazi için kabul edilebilir normlar hakim sınıf kliklerinin burjuva muhalefetini memnun edebilir.

Sonuç itibari ile mevcut durum yeni bir erken seçimi kapıya getirmiş ve dayatmaktadır. Bundan kaçış yok. Sorun mücadelenin, parlamenter çerçevede öne çıkarmak, sistemi restore etmek adına bunu savunmaktır.

AKP /MHP faşist kliğine karşı mücadele okları her ne kadar esas hala gelmiş ise bunun gölgesine sığınarak CHP-Yeni Parti nin faşist kliği toplumsal öfkeyi sisteme entegre etmeye yöneltecektir.

Bunun dışındaki demokrasi güçleri CHP-İYİ Parti’de karşılığını bulan, faşist, sosyal şoven, anti-devrimci yaklaşımlardan ayrışmalı toplumsal mücadele dinamiklerini esas almalıdır.

Halkın AKP-MHP faşist kliğinden kurtulmayı esas aldığı bir siyasal seçimde bunları anlatmak elbette ciddi bir uğraş gerektiriyor.Ancak daha önemlisi bu kliğin gitmesi veya gitmemesi sonrası karşılaşılacak atmosferin kendisinde yatmaktadır. Her halükarda ciddi bir iç boşluk ve devlete olan güven sorunu ve daha koyu faşizan uygulamalar gündeme gelebilecektir. Muhalefetteki demokrasi güçleri bu saldırının baş hedefi olacaktır. AKP-MHP iktidarına dahası mevcut düzene yönelik cepheden duruş ve muhalefet AKP-MHP sonrası gelebilecek her iktidarın öfkesini çekecektir.

Kısacası AKP-MHP faşist kliği seçim sonrası sonucu ne olursa olsun ortaya çıkan yeni tablo, devrimci olana çok daha büyük sorumluluklar bırakacaktır. Bu durum devrimci-demokratik ve yurtsever güçlerin halktan yana en geniş birlikteliklerle mücadeleyi büyütmelerini bir ihtiyaç olarak açığa çıkaracaktır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu