GüncelMakaleler

KADINLARIN BİRLİĞİ | Katil Gencer: “İçimi Soğuttum…” Yemin olsun ki, bizim içimiz soğumayacak. YENİLECEKSİNİZ!

"Komünist kadınlar da, Deniz’in katili olan bu ceberut devlet yıkılıncaya kadar mücadeleyi sürdüreceklerini, kadınların birleşik mücadelesiyle onlar yenilmeden, özgür bir dünya kurulmadan başlarını yastığa gönül rahatlığıyla koymayacaklarını söylüyorlar"

Bir cümle, sadece bir cümle, sizin sadece ezilen halklar nezdinde nerede durduğunuzu değil, bir bütün insanlık karşısındaki pozisyonunuzu, hatta bin yıl sonra nerede olacağınızı dahi göstermeye yeter.

17 Haziran sabahı Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir il binasına gelen Onur Gencer isimli katil, içeride bulunan HDP çalışanı Deniz Poyraz’ı katletti. Polisin saatler sonra gözaltına aldığı, kelepçe takmaya dahi gerek duymadığı katile söylediği “Adın ne abicim?” sorusu her şeyi nasıl da açıklıyor. Bu sorudaki tını dahi o polisi de katil yapmaz mı?

Katilin kendisinin gözaltında verdiği ifadede söylediği “İçimi soğuttum, beni serbest bırakın” cümlesi, bir HDP’liyi, bir Kürt’ü katletmenin nasıl da hakkı olduğunu düşündüğünü göstermez mi?

Görevini yapmanın rahatlığı içinde serbest bırakılmasını istemek, bir katil için bile fazla mı “saflık”, yoksa devletine olan inancının ve güveninin mi ifadesi?

Deniz’in katledilmesinden birkaç hafta önce, “bunlar hiçbir şey değil, daha büyük şeyler olacak” diye katillerine start veren cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bizzat bu cinayetin planlayıcısı ve sorumlusudur. Meclis kürsüsünden HDP’ye tehditler savuran, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine “saygı duymayan” herkesi tehdit edip “bugünün bile mumla aranacağını” söyleyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bu cinayetin planlayıcısı ve sorumlusudur.

Dibine kadar çamura batmış, içinde bulunduğu çukurdan bağırdığı sesini artık iktidar çevrelerinin bile duymazlıktan geldiği, Suç İşleri Bakanı Süleyman Soylu, HDP’ye yönelik tehditleri, küfürleri vs. nedeniyle bu cinayetin planlayıcısı ve sorumlusudur.

Sadece onlar mı, sosyal medya trolleri, mafyadan maaş alan sahte “gazetecileri”, HDP’ye yönelik saldırılarda ölü taklidi yapan, en iyi ihtimalle de dilinin ucuyla kınamış gibi yapan muhalefeti, HDP’ye yönelik her saldırı, tehdit vb. konusunda kör-sağır kesilen savcılar, yargıçlar Deniz’in katledilmesinde üzerlerine düşen görevi yapan devletin yeminli memurlarıdır ve bu cinayetin sorumlusudur.

Deniz’in katilleri, ettikleri tek kelimeyle bile kendilerini/suçlarını ifşa etmektedirler.

Bir de Deniz’in annesi ve babası var ki, onlar kızlarıyla onur duyarken, ezilen, sömürülen, baskı altına alınan, her fırsatta katliama maruz kalan ama başını aşağı eğmeyen başta Kürtler olmak üzere çeşitli milliyetlerden halk da onlarla gurur duymaktadır.

“Evladımı katlettiler. Ben güçlü bir anneyim, ayaktayım, her zaman ayakta olacağım. Yakamızdan düşün. Yeter, ne kadar kan dökülecek, yeter artık kan dökülmesin. Yeter, daha ne kadar gençler ölecek? Bunların karşısında başımı eğmem. Evladım öldürülmüş benim başım dik, alnım açık… Ben bir anneyim kimse susturmaya çalışmasın. Kürt halkı hep ayaktadır. Deniz gitti, bin Deniz gelecek!” diyen Deniz’in annesi Fehime bunları söylememiş bile olsa duruşuyla dahi hangi saflarda olduğunu, boyun eğmezliğini gösterirdi.

Baba Abdülillah Poyraz sesi dahi titremeden, “Zulme karşı binlerce Deniz var. Biz dağlarda direnen aslanlara borçluyuz. Şu anda düşmanın tank ve toplarının önünde direniyorlar. Biz ne kadar bedel de versek halen onlara borçluyuz. Kızım kimyasalla öldürülenlerden farklı değil. Kızım Sêvêlerden, Pakizelerden farklı değil. Lokman Birlik panzer arkasında sürüklendi. Kızım onlardan farklı değil. Mehmet Tunç şehit oldu.

Deniz ondan farklı değil. Biz ne kadar yapsak da azdır. Biz bu halka hala borçluyuz. Ne kadar bedel ödesek de halka borcumuz bitmez. Şehit hepimizin şehididir. Herkesten tek istediğim; birlik olalım. Kürt halkının, HDP’nin başı sağ olsun. Tayyip ve ekibi elinden gelse tüm Kürdistan’a, Suriye’den Irak’a saldıracak. Kürt halkının mücadelesiyle bunu başaramayacaklar” derken Kürt halkının mücadelesinde konumlandığı yeri göstermekte.

Komünist kadınlar da, Deniz’in katili olan bu ceberut devlet yıkılıncaya kadar mücadeleyi sürdüreceklerini, kadınların birleşik mücadelesiyle onlar yenilmeden, özgür bir dünya kurulmadan başlarını yastığa gönül rahatlığıyla koymayacaklarını söylüyorlar.

Yemin olsun ki, bizim içimiz soğumayacak. Bu katil sürüsüne tarihin karanlık sayfalarında dahi rahat vermeyeceğiz.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu