Güncel

1 Eylül | “Faşizmi yerle bir edecek güç birleşik mücadeledir”

1 Eylül Dünya Barış Günü etkinliği kapsamında düzenlenen panelde konuşmacalar, faşizmi yerle bir edecek gücün birleşik mücadeleyi yükseltmek olduğunu belirtti.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İstanbul İl Meclisi, 1 Eylül Dünya Barış Günü etkinlikleri kapsamında Kadıköy’de bulunan BEKSAV’da panel düzenledi.

Panelin yapılacağı alana, “1 Eylül Dünya Barışı Günü’nün Çağrısı: Savaşa, ırkçılığa, krize karşı birlikte mücadele” pankartı asıldı. Panel konuşmacı olarak Devrimci Parti üyesi Yeşim Tükel, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Uluslararası İlişkiler Dairesi Müdürü Kıvanç Eliaçık ve İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi yöneticisi Hanife Yıldız yer aldı.

Devrimci Parti üyesi Yeşim Tükel, Ortadoğu’da yaşanan saldırıların halklar adına barışın önemini ortaya çıkardığını ifade etti. Tükel, “Kendi coğrafyamızda faşist AKP-MHP ittifakı var olmaya devam ettikçe, katliamcı, cihatçı çeteler ve onlara destek vermeye devam eden güçler devam ettikçe herhangi bir coğrafya ya da zaman diliminde halklar açısından gerçek, kalıcı bir barıştan söz etmek mümkün değil. Çünkü kapitalizm savaş, işgal ve sömürü üzerinden kuruyor” diye belirtti.

“Türk devleti kurulduğu andan itibaren en önemli sacayaklarını Kürt düşmanlığı, işgal, katliam ve sömürü üzerinde kurmuştur” diyen Tükel, “Türk-Müslüman kimliği dışında hiçbir halkı, inancı tanımayan politikalar güdüyor.

Savaşta en çok etkilenen kesimler kadınlar ve çocuklar oluyor. Kadınların en dinamik gücü olmasından dolayı savaşta ilk onlar hedef oluyorlar. Bunun en onursuz örneklerini Kürdistan’da yürütülen savaşta kadın gerillaların bedenlerine yönelik tecavüz ve tacizlerinde görüyoruz” ifadelerini kullandı.

Yaşananlardan çıkmanın yolunun, “Enternasyonel kadınların birleşik mücadelesi” olarak gördüklerini ifade eden Tükel, “Tüm bu koşullar içerisinde barışın yolunu açacak, faşizmi yerle bir edecek güç halkların eşit haklar temelinde, eşit platformlarda birleşik mücadeleyi yükseltmesidir” şeklinde konuştu.

İHD İstanbul Şubesi yöneticisi Hanife Yıldız, insan hakları savunucuları olarak her türlü ayrımcılığa karşı olduklarını ve bunu her yerde dile getirdiklerini söyledi. Yıldız, “Ayrımcılığa, savaşlara karşı insanların bir arada olmasını ve insanların kardeşçe yaşamasını savunuyoruz. Göç çok acı bir durum. Göçmenler geldikleri yerlerde de huzur bulamıyorlar” diye konuştu.

DİSK Uluslararası İlişkiler Dairesi Müdürü Kıvanç Eliaçık ise, savaşın ölüm, acı, kan boyutunun yanı sıra ekonomik boyutunun olduğunu söyleyerek Eliaçık, savaşın ekonomiyi olumsuz etkilediğini belirtti. Eliaçık, “Askeri harcamalar yerine sağlığa harcamalar yapılsaydı pandemiden daha az etkilenecektik. Yakın zamanda hiçbir askeri harcamadan feragat etmeyen bir bütçe anlayışı memurlara yüzde 5 zam verebildiğini gördük. Çalışanlara değil askeri harcamalara yatırım yapan bir bütçe anlayışıyla karşı karşıyayız. Daha iyi çalışma koşulları ve sosyal güvenlik haklarını elde edebilmek açısından savaşa karşı olup barışı savunmalıyız” diye belirtti.

Pandemi öncesindeki rakamlarla Türkiye’de 500 binden fazla Afgan bulunduğunu ifade eden Eliaçık, “Bu sayı pandemiyle birlikte arttı. İşyerlerinde pandemi öncesinden bu yana Afganlarla ya da Suriyelilerle beraber çalışıyoruz.

Türkiye’de iş gücünün neredeyse yarısı kayıt dışı çalışıyor. Ücretler düşük, sigortasız, çalışma koşulları çok kötü. Bu kötü durumdan etkilenen iki kesim var. Kadınlar ve göçmenler. Göçmenler haklarını arayamıyorlar. Dolayısıyla göçmenlerle birlikte çalışıyoruz ve tek bir işçi sınıfıyız. Ama sürekli, ‘mülteciler sizin işinizi çalıyor’ propagandası yapılıyor. İşimizi çalan mülteci işçi değil patron ve onun denetimini yapmayan gerekli bakanlık görevlilerdir. Bunu fark etmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

Panel özgür kürsü etkinliğinde yapılan konuşmalarla son buldu.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu